Pamuk çiftcisi şok üzerine şok yaşarken vurgun yedi

YAŞAM 24.10.2019 - 10:06, Güncelleme: 22.09.2021 - 17:57
 

Pamuk çiftcisi şok üzerine şok yaşarken vurgun yedi

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim dalında pamukla ilgili doktora yapan Ömer Hacıkamiloğlu yazılı bir açıklama yaparak çiftçinin durumunun iyi olmadığını, adeta yeni bir şok yaşadığını söyledi.
  Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim dalında pamukla ilgili doktora yapan Ömer Hacıkamiloğlu yazılı bir açıklama yaparak çiftçinin durumunun iyi olmadığını, adeta yeni bir şok yaşadığını söyledi.   Pamuk çiftçisinin 2018 yılında hasat ettigi kütlü pamuğunu mazot, gübre, tohum ve ilaç gibi girdi maliyetlerinde yaklaşık 40 artış olmasına rağmen, 2017 fiyatlar ile satmak zorunda kalarak ilk soku yemiş olduğunu belirten Ömer Hacıkamiloğlu, “Desteklemeyi almayı beklerken girdi fiyatlarının arttığı, kütlü pamuk satış fiyatının 1 yıl önceki rakamlarda olmasına rağmen desteklemenin kg olarak azaltıldığını, yani eline geçecek paranın azaldığını görünce maalesef 2. şoku yaşamış oldu. 2018 yılı, pamukta yeterince kârlı bir yıl olmamasına rağmen ayakta kalabilen pamuk çiftçileri, ki çiftçinin senesi bitmez, 2019 üretim sezonunda pamuk ekmeye çabalarken uzun ve bol yağışlı bir yağmur dönemi ile karşı karşıya kaldı. Öyleki normalden 1 ay sonra  ve 3 litre kadar daha fazla mazot harcayıp, ekim yaparak 3. şoku karşılamış oldu. Uzun mücadele sonucu toprak yüzüne yeni çıkabilen, çimlenebilen (kotiledon yaprakları) pamuk bitkisi, yaprak kurdu (prodenya) ile karşılaştığında, ki bu şu ana kadar, bu dönemde görülen bir zararlı olmamasından dolayı Pamuk çiftçisi 4. şokunu yaşamıştır” dedi.     Bu afatın nedenini belirlemek gerekir Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim dalında pamukla ilgili doktora yapan Ömer Hacıkamiloğlu, açıklamasına şöyle devam ediyor; “Mücadelesine devam eden pamuk çiftçisi hemen akabinde hiç bu kadar yoğun olmayan, halk arasında zenk olarak bilenen yoğun yaprak biti (aphid) ile karşılaşmış, adeta bekelenenden çok erken ve çok yoğun bir aphid saldırısı ile yine sayısını takip edemediğimiz bir şok yaşamıştır. Bağışıklık kazanabilen yaprak bitleri bitkiye vejetasyon süresi boyunca biotic stres oluşturmuştur. Yılmadan, bıkmadan, umutla mücadelesine yaklaşık 40-45 derece hava sıcaklığında devam ederken, birden yine bölgemizde hiç görülmemiş olan Avrupa kırmızı örümceği ile karşılaşmış ve ilaçla mücadelesinin başarıya ulaşamadığını öğrenince 6. şokunu yaşamıştır. Ya sabır, ya Allah diyerek, nerdeyse yıkılacak olan çiftçi hasada basladığında maalesef VURGUN yemiştir. Görüntü olarak neredeyse geçen yıllardan farklı olmayan bitki boyu, koza sayısı, bitki boyunca boşluk ve  koza sayısında kaybı olmamasına rağmen verim dekara 150 kg ile 350 kg arasında gelmekte ve kütlü pamuk satış fiyatlarıda 2018 fiyatlarının bir tık üzerinde olmaktadır. Bir dekara Bin 50 ile Bin 250 TL arasında masraf yapan çiftçinin karşılaştığı bu durum bir tabii afettir. Aynen sel basması yada yangın çıkması gibidir. Tüm ovada hatta ova dışında ve Izmir Ege Bölgesi hariç, her yerde bu verim düşüklüğünün olması toprak (soil), bitki (plant), atmosferik (atmospheric) araştırma (resarch) (SPAR) yapılarak bu etkinin ne olduğunu, bu afatın nedenini belirlemek gerekir.”   Allah’tan gelen, tıpkı yağış gibi, sel gibi bir afad Açıklamasında; Pamuk bitkisi doktorantı olarak yaptığı literatür taramasında, toprak ve bitki araştırmasında karşılaşılan bu durumun, pamuk bitkisinin gelişimindeki dengenin bozulmasından kaynaklandığını belirten Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim dalında pamukla ilgili doktora yapan Ömer Hacıkamiloğlu, “Pamuk bitkisinde yeşil akşam (vegatatif) ve koza, tohum üreme (generatif)  aksamının bir denge içerisinde büyümesi ve gelişmesi ile optimum verim elde edilebilmektedir. Adeta pamuk bitkisinde vegatatif ve genaratif aksamın büyüme yarışı vardır. Bu yarış, çevre koşullarından biotic ve abiotic stres koşullarından etkilenerek kendisini yönetir. Bu yıl yeterince zararlı olması ve haddinden fazla zararlı ilaçlamaların etkisi varken, Agustos ayında meydana gelen bir atmosferik olay (bunun teyidini meteoroloji uzmanlarının araştırması gerek), ki bu muhtemelen uzun dalga boylu Ultra viyole ışınları radyasyonunun pamuk bitkisinde erken durdurma, yani generatif aksamın pamuğun vegatatif büyümesini durdurması (prematüre cut-out) oluşumuna sebebiyet vermistir. 2003 yılında Missiipi State Universitesinde yapılan bir araştırmada  uzun dalga boylu Ultraviole (radyasyonun) pamuk bitkisine etkisinde ; Pamuk bitkisinin UV radyasyonuna hassas olduğu UV ışınalrına  maruz kaldığında bitki boğum aralarının, dal uzunluklarının kısaldığı, yaprak boyutlarının küçüldüğü, renk değişikliklerinin ve renk değisikliği olan yerlerin kuruduğu (cholorotic and necrotic) yaprak parçalanmalarının olduğu, ayrıca antosyan renk maddesinin artması ile yaprakların kırmızılaştığını belirtilmiştir. Gelişimini generatif aksam yönünde durduran (premature cut-out)  pamuk bitkisi, kaçınılmaz olarak vaktinden  önce erken  yaşlanma (premature senescence)  peryodu göstererek  yeterli canlı yaprağı olmamsından dolayı, yapraklarda olusacak olan karbonhidrat vs maddeleri bitki ana gövdesine yakın alt bölgelerde oluşan ve verimin 80’ini oluşturan kozaya taşıyamadığından kozalar yeterince doldurulamamış, gelişememiş ve yeterli büyüklüğe ulaşamamış ve kozalar küçük kalmış, yeterli miktarda çigit  ve lif oluşturamamış, ayrıca yaprakların gerekli sayı, yüzey ve canlılıkta olmamasından dolayı bitki üst bölgesine yakın  kozaların hepsi halk arasında ‘citir’ olarak tarif edilen  olgunlaşmadan, normal dolgunluğa gelmeden  açan ve pamuk toplama makinesi ile alınamayan koza oluşumuna sebebiyet vermiştir. Yukarıda bahsedilen olay Allah’tan gelen, tıpkı yağış gibi, sel gibi bir afadtır” ifadelerine yer verdi.   Çiftçinin borcunu ödeyebilmesi imkansız gibi görünmektedir Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim dalında pamukla ilgili doktora yapan Ömer Hacıkamiloğlu, açıklamasını şöyle sonlandırıyor; “Bu koşullarda  çiftçinin borcunu ödeyebilmesi imkansız gibi görünmektedir. Yetkililerimiz konuya en kısa sürede el atmalı, bunu bir şekilde tabii afet kapsamına almalıdır. Yerli ve milliyi teşvik ederken önümüzdeki yıl tekstil sektörünü zorda bırakmamak, pamuk ithal rakamlarımızı 1milyon 200 bin tona çıkarmamak icin, yerden kalkmaya ihtiyacı olan pamuk çiftçisine sahip çıkmalı.  Bir şokta Tarım Bakanlığı yaşatmamalıdır. Kesinlikle 2020 yılı için pamuk ekmeyi ortadan kaldıracak destekleme kesintisini 2021’e bırakmalıdır ki, çiftçi münavebe sistemini uygulayabilsin. Unutulmamalıdırki; yem bitkisi ekimini teşvik için pamuk kurban edilmemelidir. Çünkü geç ekim seneye yine bu sorunları doğurabilir. Tarımsal destekleme ruhunun, kanun maddesinin ve içeriğinin gözden geçirildiğinde ‘çiftçinin südürülebilir olması, piyasa şartlarında rekabet edebilmesi ve ayakta kalabilmesi’ için destekleme vardır. Tarımsal destekleme en fazla ihtiyaç olduğu dönemde olmalıdır. Standart verim ve normal piyasa fiytalarında, maliyetlerin belli olduğu, karlılığa geçildiği durumlarda destekleme azaltılmalı, zararın had safhaya geçtiği, sürdürülebilirliğin kalmadığı bu dönemde arttırlmalıdır. Pamukta da dışa bağımlı hale gelmememiz için çiftçinin tarım kredi borçları ertelenmeli, gerekli destekleme rakamları en kısa sürede sürdürülebilirliliğe uygun sekilde açıklanmalı. Sanayiciye, KOBI’ye, Turizme yaplan finans kaynağı bu ülkenin çilekeş evlatları olan çiftçilere de sunulmalı, onlara da aynı saygı ve sevgi gösterilmeli, devletin arkasında olduğu htirilmelidir.”
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim dalında pamukla ilgili doktora yapan Ömer Hacıkamiloğlu yazılı bir açıklama yaparak çiftçinin durumunun iyi olmadığını, adeta yeni bir şok yaşadığını söyledi.
 
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim dalında pamukla ilgili doktora yapan Ömer Hacıkamiloğlu yazılı bir açıklama yaparak çiftçinin durumunun iyi olmadığını, adeta yeni bir şok yaşadığını söyledi.
 
Pamuk çiftçisinin 2018 yılında hasat ettigi kütlü pamuğunu mazot, gübre, tohum ve ilaç gibi girdi maliyetlerinde yaklaşık 40 artış olmasına rağmen, 2017 fiyatlar ile satmak zorunda kalarak ilk soku yemiş olduğunu belirten Ömer Hacıkamiloğlu, “Desteklemeyi almayı beklerken girdi fiyatlarının arttığı, kütlü pamuk satış fiyatının 1 yıl önceki rakamlarda olmasına rağmen desteklemenin kg olarak azaltıldığını, yani eline geçecek paranın azaldığını görünce maalesef 2. şoku yaşamış oldu. 2018 yılı, pamukta yeterince kârlı bir yıl olmamasına rağmen ayakta kalabilen pamuk çiftçileri, ki çiftçinin senesi bitmez, 2019 üretim sezonunda pamuk ekmeye çabalarken uzun ve bol yağışlı bir yağmur dönemi ile karşı karşıya kaldı. Öyleki normalden 1 ay sonra  ve 3 litre kadar daha fazla mazot harcayıp, ekim yaparak 3. şoku karşılamış oldu. Uzun mücadele sonucu toprak yüzüne yeni çıkabilen, çimlenebilen (kotiledon yaprakları) pamuk bitkisi, yaprak kurdu (prodenya) ile karşılaştığında, ki bu şu ana kadar, bu dönemde görülen bir zararlı olmamasından dolayı Pamuk çiftçisi 4. şokunu yaşamıştır” dedi.
 
 
Bu afatın nedenini belirlemek gerekir
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim dalında pamukla ilgili doktora yapan Ömer Hacıkamiloğlu, açıklamasına şöyle devam ediyor;
“Mücadelesine devam eden pamuk çiftçisi hemen akabinde hiç bu kadar yoğun olmayan, halk arasında zenk olarak bilenen yoğun yaprak biti (aphid) ile karşılaşmış, adeta bekelenenden çok erken ve çok yoğun bir aphid saldırısı ile yine sayısını takip edemediğimiz bir şok yaşamıştır. Bağışıklık kazanabilen yaprak bitleri bitkiye vejetasyon süresi boyunca biotic stres oluşturmuştur. Yılmadan, bıkmadan, umutla mücadelesine yaklaşık 40-45 derece hava sıcaklığında devam ederken, birden yine bölgemizde hiç görülmemiş olan Avrupa kırmızı örümceği ile karşılaşmış ve ilaçla mücadelesinin başarıya ulaşamadığını öğrenince 6. şokunu yaşamıştır. Ya sabır, ya Allah diyerek, nerdeyse yıkılacak olan çiftçi hasada basladığında maalesef VURGUN yemiştir. Görüntü olarak neredeyse geçen yıllardan farklı olmayan bitki boyu, koza sayısı, bitki boyunca boşluk ve  koza sayısında kaybı olmamasına rağmen verim dekara 150 kg ile 350 kg arasında gelmekte ve kütlü pamuk satış fiyatlarıda 2018 fiyatlarının bir tık üzerinde olmaktadır. Bir dekara Bin 50 ile Bin 250 TL arasında masraf yapan çiftçinin karşılaştığı bu durum bir tabii afettir. Aynen sel basması yada yangın çıkması gibidir. Tüm ovada hatta ova dışında ve Izmir Ege Bölgesi hariç, her yerde bu verim düşüklüğünün olması toprak (soil), bitki (plant), atmosferik (atmospheric) araştırma (resarch) (SPAR) yapılarak bu etkinin ne olduğunu, bu afatın nedenini belirlemek gerekir.”
 
Allah’tan gelen, tıpkı yağış gibi, sel gibi bir afad
Açıklamasında; Pamuk bitkisi doktorantı olarak yaptığı literatür taramasında, toprak ve bitki araştırmasında karşılaşılan bu durumun, pamuk bitkisinin gelişimindeki dengenin bozulmasından kaynaklandığını belirten Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim dalında pamukla ilgili doktora yapan Ömer Hacıkamiloğlu, “Pamuk bitkisinde yeşil akşam (vegatatif) ve koza, tohum üreme (generatif)  aksamının bir denge içerisinde büyümesi ve gelişmesi ile optimum verim elde edilebilmektedir. Adeta pamuk bitkisinde vegatatif ve genaratif aksamın büyüme yarışı vardır. Bu yarış, çevre koşullarından biotic ve abiotic stres koşullarından etkilenerek kendisini yönetir. Bu yıl yeterince zararlı olması ve haddinden fazla zararlı ilaçlamaların etkisi varken, Agustos ayında meydana gelen bir atmosferik olay (bunun teyidini meteoroloji uzmanlarının araştırması gerek), ki bu muhtemelen uzun dalga boylu Ultra viyole ışınları radyasyonunun pamuk bitkisinde erken durdurma, yani generatif aksamın pamuğun vegatatif büyümesini durdurması (prematüre cut-out) oluşumuna sebebiyet vermistir. 2003 yılında Missiipi State Universitesinde yapılan bir araştırmada  uzun dalga boylu Ultraviole (radyasyonun) pamuk bitkisine etkisinde ; Pamuk bitkisinin UV radyasyonuna hassas olduğu UV ışınalrına  maruz kaldığında bitki boğum aralarının, dal uzunluklarının kısaldığı, yaprak boyutlarının küçüldüğü, renk değişikliklerinin ve renk değisikliği olan yerlerin kuruduğu (cholorotic and necrotic) yaprak parçalanmalarının olduğu, ayrıca antosyan renk maddesinin artması ile yaprakların kırmızılaştığını belirtilmiştir. Gelişimini generatif aksam yönünde durduran (premature cut-out)  pamuk bitkisi, kaçınılmaz olarak vaktinden  önce erken  yaşlanma (premature senescence)  peryodu göstererek  yeterli canlı yaprağı olmamsından dolayı, yapraklarda olusacak olan karbonhidrat vs maddeleri bitki ana gövdesine yakın alt bölgelerde oluşan ve verimin 80’ini oluşturan kozaya taşıyamadığından kozalar yeterince doldurulamamış, gelişememiş ve yeterli büyüklüğe ulaşamamış ve kozalar küçük kalmış, yeterli miktarda çigit  ve lif oluşturamamış, ayrıca yaprakların gerekli sayı, yüzey ve canlılıkta olmamasından dolayı bitki üst bölgesine yakın  kozaların hepsi halk arasında ‘citir’ olarak tarif edilen  olgunlaşmadan, normal dolgunluğa gelmeden  açan ve pamuk toplama makinesi ile alınamayan koza oluşumuna sebebiyet vermiştir. Yukarıda bahsedilen olay Allah’tan gelen, tıpkı yağış gibi, sel gibi bir afadtır” ifadelerine yer verdi.
 
Çiftçinin borcunu ödeyebilmesi imkansız gibi görünmektedir
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim dalında pamukla ilgili doktora yapan Ömer Hacıkamiloğlu, açıklamasını şöyle sonlandırıyor;
“Bu koşullarda  çiftçinin borcunu ödeyebilmesi imkansız gibi görünmektedir. Yetkililerimiz konuya en kısa sürede el atmalı, bunu bir şekilde tabii afet kapsamına almalıdır. Yerli ve milliyi teşvik ederken önümüzdeki yıl tekstil sektörünü zorda bırakmamak, pamuk ithal rakamlarımızı 1milyon 200 bin tona çıkarmamak icin, yerden kalkmaya ihtiyacı olan pamuk çiftçisine sahip çıkmalı.  Bir şokta Tarım Bakanlığı yaşatmamalıdır. Kesinlikle 2020 yılı için pamuk ekmeyi ortadan kaldıracak destekleme kesintisini 2021’e bırakmalıdır ki, çiftçi münavebe sistemini uygulayabilsin. Unutulmamalıdırki; yem bitkisi ekimini teşvik için pamuk kurban edilmemelidir. Çünkü geç ekim seneye yine bu sorunları doğurabilir. Tarımsal destekleme ruhunun, kanun maddesinin ve içeriğinin gözden geçirildiğinde ‘çiftçinin südürülebilir olması, piyasa şartlarında rekabet edebilmesi ve ayakta kalabilmesi’ için destekleme vardır. Tarımsal destekleme en fazla ihtiyaç olduğu dönemde olmalıdır. Standart verim ve normal piyasa fiytalarında, maliyetlerin belli olduğu, karlılığa geçildiği durumlarda destekleme azaltılmalı, zararın had safhaya geçtiği, sürdürülebilirliğin kalmadığı bu dönemde arttırlmalıdır. Pamukta da dışa bağımlı hale gelmememiz için çiftçinin tarım kredi borçları ertelenmeli, gerekli destekleme rakamları en kısa sürede sürdürülebilirliliğe uygun sekilde açıklanmalı. Sanayiciye, KOBI’ye, Turizme yaplan finans kaynağı bu ülkenin çilekeş evlatları olan çiftçilere de sunulmalı, onlara da aynı saygı ve sevgi gösterilmeli, devletin arkasında olduğu htirilmelidir.”
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve medyasiverek.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.